Deniz hukuku genel anlamda, devletlerin kendi aralarında veya devletler ile kişiler arasında konusunu deniz oluşturan veya denizden kaynaklanan faaliyetleri düzenleyen hukuk dalıdır. Bu tanım doğrultusunda deniz hukukunu, klasik özel hukuk-kamu hukuku ayrımında kesin bir yere koymak pek mümkün değildir. Zira özel hukuk kapsamında bulunan Türk ticaret Kanunu nun Deniz Ticareti başlıklı beşinci bölümünde de kamu hukuku niteliği barındıran pek çok hüküm olduğu görülmektedir. Buna göre deniz hukukunu deniz kamu hukuku ve deniz özel hukuku olarak iki farklı kategoride değerlendirebiliriz.
Deniz kamu hukukunu kapsayan başlıklar arasında; Deniz Devletler Hukuku, Deniz İdare hukuku, Deniz Ceza Hukuku, Deniz Sosyal Güvenlik Hukuku gibi alanlar bulunurken;
Deniz özel hukukunun içinde de Genel deniz özel hukuku ve Deniz Ticareti hukuku alanlarını saymak mümkündür.
Deniz Ticareti Hukuku başlığı altında bulunan navlun sözleşmesi ise, TTK 1138. Maddesine göre, taraflardan birisinin (taşıyan), navlun (bedel) karşılığında deniz yoluyla eşya taşımayı, diğer tarafın (taşıtan) da ücret ödemeyi üstlendiği sözleşme olarak kabul edilmektedir.
Navlun sözleşmesinin unsurları arasında;
1-taşıma işinin üstlenilmesi (taşıma taahhüdü)
2-eşya taşıma
3- deniz yolu ile taşıma
4-taşımanın gemi ile yapılması
5-taşıyanın eşyanın zilyedi olması
6-navlun(ücret) gibi unsurlar sayılabilir.
Taşıyan, eşyayı bizzat kendi gemisi ile taşıyabileceği gibi; kendi adı ve hesabına üçüncü bir kişi vasıtasıyla da taşıyabilir. Bu durumda taşıyan, aynı zamanda taşıtan sıfatına da sahip olur.
Freight forwarder olarak da bilinen taşıma işleri komisyoncusu, taşıtan adına eşya taşıtmayı üstlenen kişidir. Bu kişi eşyayı taşımayı üstlenmez, yalnızca taşıtmayı üstlenir; bu nedenle taşıyan değildir.
Günümüzde ihracat yapan bir çok şirket, Freight forwarder olarak bilinen aracı şirketlerle çalışmakta, hatta bu aracı şirketlere ulaşmak için de yine aracı olarak daha küçük kapsamlı şirketlerle de iletişime geçmektedir.
Birden fazla aracı şirket ile taşıma işinin gerçekleşmesi pek tabi ki mümkün olup, taşıma işinde herhangi bir sorun çıkması halinde, sorunun çözümü karmaşık bir hal alabilmektedir. Çünkü kimi zaman ihracatçı şirketler, freight forwarder olarak bilinen şirketlere doğrudan ulaşmayıp, aracı bir başka taşıma şirketi ile anlaşma sağlamaktadır; Bu nedenle taşıma işinde meydana gelen herhangi bir problemde (konişmentonun kaybı, yükün karşı tarafta çekilmemesi, konişmentonun taşıma işiyle ilgisi olmayan üçüncü bir kişiye teslimi gibi) sorunun doğru tespiti ve hızla aksiyon alınması, yükün varış veya çıkış limanında beklediği her bir gün için demuraj işlemesi, taşınan yükün içeriğinin bozulabilecek türde bir yük olması, doğmuş veya doğabilecek herhangi bir alacağın tahsili için kanunda belirli süreler öngörülmüş olması ve benzeri sebeplerle oluşabilecek zararların telafisi açısından son derece önemlidir. Böyle bir durumda konunun uzmanı olan avukatlarla derhal iletişime geçip sorun bu şekilde çözülmeye çalışılmalıdır. Aksi halde hak kayıpları ve telafisi imkansız zararlar doğması mümkündür.